Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), inşaat sektörünün 2025 yılının ilk yarısındaki performansını değerlendirdiği İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayımladı. Raporda, küresel ekonomik kırılganlık, yüksek maliyetler ve finansmana erişim zorluklarının sektördeki genel görünümü belirlediği ifade edilirken, özellikle büyükşehirlerde konut arzının sınırlı kaldığına dikkat çekildi.
Küresel Ekonomik Kırılganlık Sürüyor
Raporda, jeopolitik risklerin ve finansal belirsizliklerin küresel ölçekte etkili olmaya devam ettiği belirtildi. Yüksek enflasyon ve maliyet baskısıyla birlikte kamu yatırımlarındaki yavaşlama, sektörün büyümesini sınırlarken; deprem bölgesindeki yeniden imar ve kentsel dönüşüm projeleri sektöre üretim ve istihdam açısından katkı sundu.
Sektörün En Önemli Sorunu: Finansmana Erişim
TMB raporuna göre, inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalar için en büyük sorun, yüksek maliyetli ve sınırlı finansman olanakları. Özellikle konut kredisi faizlerinin oldukça yüksek seviyelerde seyretmesi, hem bireysel alıcıların talebini hem de özel sektör yatırımlarını yavaşlatıyor.
Maliyet Artışları Devam Ediyor
İnşaat sektöründe üretimi zorlaştıran bir diğer temel unsur ise maliyet artışları. Raporda, inşaat malzemeleri, işçilik ve enerji maliyetlerinin artmaya devam ettiği, sektör üzerinde baskı oluşturduğu vurgulandı. İthal girdilere olan bağımlılığın, küresel jeopolitik gelişmeler nedeniyle maliyetleri daha da artırdığı kaydedildi.
Yeni Konut Arzı Yetersiz Kalıyor
2025’in ilk yarısında talep canlılığını korusa da, yeni konut arzında gözle görülür bir yavaşlama yaşanıyor. Rapora göre, yüksek maliyetler ve finansman zorlukları nedeniyle konut üreticileri temkinli davranıyor. Bu durum, özellikle İstanbul ve diğer büyükşehirlerde arz-talep dengesizliğini derinleştiriyor. Arzın yeterli şekilde artmaması, fiyatların yükselmesini destekleyen bir unsur olarak öne çıkıyor.
Değerlendirme: Sektörde Dönüşüm ve Destek İhtiyacı Artıyor
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin değerlendirmesi, 2025’in ilk yarısında inşaat sektöründe büyüme potansiyelinin büyük oranda kamu projelerine dayandığını gösteriyor. Ancak özel sektörün yeniden ivme kazanabilmesi için finansman modellerinin çeşitlendirilmesi, maliyet baskısının azaltılması ve üreticiyi destekleyecek yapısal adımların atılması gerektiği vurgulanıyor.
Sektör temsilcileri, konut üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak için kamu-özel sektör iş birliklerinin artırılması, faiz yükünün hafifletilmesi ve kentsel dönüşüm projelerine ivme kazandırılması gerektiğini belirtiyor.
