Site icon Emlak Zirvesi

İstanbul Fatih’te tahliye davası: Mahkemeden “30 günlük süre” detayı

Mülk sahipleri ile kiracılar arasında en sık yaşanan uyuşmazlıklardan biri olan tahliye konusunda İstanbul Fatih’te dikkat çeken bir dava görüldü. Mülk sahibi, kiracının dükkanı devrettiğini iddia ederek tahliye talebinde bulundu. Arabuluculukta uzlaşma çıkmayınca dava açıldı. Yaklaşık 1 yıl süren yargılama sonucunda mahkeme, “30 günlük süre” şartı nedeniyle tahliye talebini reddetti.

Sözleşmede “devredilemez” hükmü vardı

01.09.2023 tarihinde imzalanan kira sözleşmesinde “Kiracı, taşınmazı başkasına devredemez, kiraya veremez” hükmü yer aldı. Dükkan sahibi, kiracının bu maddeye aykırı şekilde taşınmazı başka bir şirkete devrettiğini öne sürerek 05.06.2024 tarihinde ihtarname gönderdi ve tahliye istedi.

Kiracı iddiaları reddetti

Kiracı ise dükkanı devretmediğini, kira bedellerini düzenli ödediğini ve ticari faaliyetine sözleşmeye uygun şekilde devam ettiğini belirterek iddiaları kabul etmedi. Aylık kira bedelinin 35 bin TL olduğu da mahkeme kayıtlarına yansıdı.

1 yılda karar çıktı

Dava, İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 28.08.2024 tarihinde görülmeye başlandı. 14.07.2025’te sonuçlanan yargılama sonunda mahkeme, mülk sahibinin açtığı tahliye davasını reddetti.

“30 günlük süre” şartı davayı düşürdü

Türk Borçlar Kanunu’nun 316. maddesine göre kiracının sözleşmeye aykırı davranması halinde, kiraya verenin kiracıya 30 gün içinde aykırılığı gidermesi için süre vermesi gerekiyor. Ancak dükkan sahibinin gönderdiği ihtarnamede bu süre tanınmadı.

Mahkeme, ihtarnamede kanuni şart olan 30 günlük sürenin yer almamasını en önemli gerekçe göstererek davayı reddetti. Ayrıca vergi dairesi kayıtlarından kiracının adreste yalnızca kendi şirketiyle faaliyet gösterdiği, mülk sahibinin iddia ettiği gibi başka bir şirkete devir yapılmadığı da tespit edildi.

Avukattan dikkat çeken uyarı

Davayı değerlendiren Avukat Gizem Gonce, “Burada davanın reddine karar verilmesindeki en önemli husus, ihtarnamede kanunun öngördüğü 30 günlük sürenin tanınmamış olmasıdır. Mülk sahipleri bu süreci atladıklarında tahliye davaları düşebilir” dedi.

Exit mobile version