Kat Mülkiyeti Yasası’na tabi binalarda “yönetim planı”, apartman ya da sitenin işleyişinde en önemli belgelerden biridir. Ancak birçok bina, bu belgeyi hazırlamak yerine kırtasiyelerde satılan matbu yönetim planlarını alıp imzalıyor. Uzmanlara göre bu uygulama, ileride ciddi uyuşmazlıklara yol açabiliyor.
Örneğin, bina altında üç dükkân bulunmasına rağmen, kırtasiyeden alınan hazır yönetim planında binanın tümünün “mesken” olarak yazıldığı durumlar sıkça görülüyor. Bu da hem gider paylaşımında hem de kullanım esaslarında çeşitli sorunlara neden oluyor.
Hukukçular, her binanın kendi özelliklerine göre hazırlanmış özel bir yönetim planına sahip olması gerektiğini vurguluyor. Yönetim planında özellikle ortak giderlerin nasıl paylaştırılacağına dair hükümlerin açıkça yer alması büyük önem taşıyor.
Eğer yönetim planında gider paylaşımına ilişkin özel bir madde yoksa, bu durumda Kat Mülkiyeti Kanunu’nun genel hükümleri devreye giriyor. Yasa uyarınca, kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderleri eşit olarak; diğer tüm ortak giderler ise arsa payı oranında paylaştırılıyor.
Dolayısıyla yönetim planında hüküm bulunmayan hallerde, “herkese eşit paylaştırılır” anlayışı geçerli değil. Kanun, bu tür durumlarda nasıl bir yol izleneceğini açıkça belirtiyor.
Uzmanlar, benzer karışıklıkların önüne geçmek için apartman ve site yönetimlerinin, binalarının özelliklerine uygun, profesyonel şekilde hazırlanmış yönetim planlarını tercih etmeleri gerektiğini belirtiyor. Böylece ileride yaşanabilecek ihtilaflar en baştan önlenmiş oluyor.
