Dünya Gazetesi'nden Leyla İlhan'ın haberine göre, gayrimenkul sektör temsilcileri, artan fiyatların paketlerin cazibesine gölge düşürdüğünü söylerken, inşaat sektöründen uzmanlar da vatandaşın düşen alım gücüne uygun yeni projelerin yapımı için destek istiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 10 Mayıs’ta açıklanan 0,99 ve 0,89 oranlı düşük faizli paket, konut sektörüne hareket getirmedi. Paketin açıklanmasıyla birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı’na göre 1 haftada 64 bin ilanda fiyat artışı gözlendi.
Sektör temsilcilerine göre, geliştiricilerin ve mülk sahiplerinin yaptığı artışlar bazı noktalarda yüzde 100’ü geçerken, hareketliliğin ve satışların azaldığı belirtiliyor. Bazı emlakçılar da yeni paket sonrası telefonlarının artık hiç çalmadığını söyledi.
“Hareket azaldı, telefonlarımız çalmıyor”
Destek paketi için ölü doğmuş bebek tanımı kullanan İstanbul Emlak Brokerleri Kulübü (İSTEB) Başkanı Ulvi Özcan, “0,99 faizli krediyle 1 milyon liralık birinci el konut aldığınızda aylık ödemeniz 14 bin lira. Aylık 14 bin lira ödeyecek birinin de aylık 25 bin lira geliri olması gerekir. Ayrıca 10 yıl boyunca hiçbir sağlık problemi olmadan bunu ödeme riskini de göze alması gerekir” dedi.
Pakette en doğru kısmın yarım kalan arzlara verilen destek olduğunu kaydeden Özcan, şöyle konuştu: “Ancak burada ‘1 yıl boyunca hiç fiyat artırmayacağım’ demek iflasa imza atmak demektir. Çünkü maliyet artıyor.
Ya da oradaki liste fiyatına yüzde 70 enflasyon öngörüp yansıtmak gerekir ki bu sefer de talebi düşürüyorsunuz.
Dolayısıyla alım satım artmadı ama liste fiyatları yüzde 20 oranında arttı. Olan hareket de azaldı, telefonlarımız çalmıyor. Çünkü Türkiye’de üretimin satın alma gücüne hitap etme sorunu var.”
“Artışlar indirimin cazibesini yok etti”
Gayrimenkul Pazarlama ve Satış Profesyonelleri Derneği (GAPAS) Başkanı İsmail Özcan, konut kredi paketindeki faiz oranlarının her ne kadar uygun olsa da geliştiricilerin ve konut sahiplerinin anlık yaptığı artışların kazanılan cazibeyi hem birinci elde hem de ikinci elde yok ettiğini kaydetti.
“Bu nedenle kaşıkla verilen kepçeyle alındı gibi bir durum oluştu” diyen Özcan, “Bu nedenle üyelerimiz arasında olumlu yansımasını duymadım. Dolayısıyla fiyat artışı olmasaydı bu kampanya çok olumlu olacaktı” değerlendirmesinde bulundu.
Konut fiyatlarının artmasıyla birlikte aylık ödenmesi gereken kredi taksidinin yükseldiğini ifade eden Özcan, “Özellikle ilk kez konut sahibi olacak kişiler için de hane halkının geliriyle uyuşmayan kredi taksitleri oluşturdu.
İstanbul’da 100 metrekarelik bir dairenin fiyatının 1 milyon ila 1,5 milyon lira arasında başladığı bir noktada, bu tür kredi maliyetlerini ödeyecek gelir seviyesine sahip kişiler pek olmadığı için gerekli talep de oluşmadı” dedi.
“Banliyö hatları oluşturulmalı”
Paketin bir günde fiyatları 2 misli artırarak sektöre bir kaos getirdiğini kaydeden İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa, “Faizin düşmesi fırsatçıları harekete geçirdi. Zaten yüksek olan fiyatları daha da yükseltti. Bu da devletin sunduğu avantajı yok etti ve ev almak isteyenin önüne engel oldu.
2019’dan beri faiz indirimi sonrası fiyat artırma bir alışkanlık haline geldi” diye konuştu. Aşa, “Konut arzı yetersiz. Gerçekten mal sahibi olmak isteyenlerin talebi 1 milyon TL’yi geçmeyen evlerde yoğunlaşıyor.
Dolayısıyla imkanı kısıtlı bu kişilere yönelik inşaat sektörü desteklenerek banliyö hatları oluşturulmalı. Kentsel dönüşüm hızlandırılmalı ve rezerv alanları kullanılmalı” şeklinde önerilerini sıraladı.
Aşa, belediyelerin artan maliyetlerden dolayı özellikle kentsel dönüşüm projelerinde ufak tefek eksikleri görmezden gelip yıkılan projeleri hızlandırılması gerektiğini ifade etti.
300 bin ailenin evi dönüşümde
İstanbul’da 300 binden fazla ailenin kentsel dönüşümden dolayı kendi evleri dışında ikamet ettiğini belirten Nizamettin Aşa, “Sadece kentsel dönüşümle 300 bin ailenin kendi evine dönmesi 300 bin yeni kapasite demek.
Bu da kiralık piyasası için ilk etapta önemli bir oran. Ayrıca ofislerle kamunun elinde atıl yapılar da meskene dönüşebilir. Çünkü kıtlık faktörünü aşmadığımız sürece bu iş böyle devam edecek” yorumunda bulundu.
2 Milyon sınırı istanbul'da işe yaramadı
Bakanlığın 64 bin civarındaki internet ilanında fiyat artışı tespit ettiğini belirten Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Z. Altan Elmas, Bakanlığın bunları takip ederek fırsatçılığa müsaade etmeyeceğini söyledi.
Ancak bu artışta ikinci ele verilen sübvansiyonun etkili olduğunu aktaran Elmas, “Hazine ve Maliye Bakanlığıyla bir araya geldiğimiz toplantıda da söyledik. Birilerine uygun maliyetli konut kredisi kullandırılacaksa konutu olmayanlar önceliklendirilmeli diyorduk.
Bunu da gidip ikinci elden almasın, üretimdeki konutu alsın ki üretimi destekleyelim. Çünkü arz eksikliği yaşanıyor. Üretimi destekleyince aynı zamanda istihdamı da sanayiyi de destekliyoruz” diye konuştu.
Öte taraftan birinci el konuta verilen kredide 2 milyon lira kısıtlamasının olduğunu belirten Elmas, “2 milyon lira Anadolu’da işe yarıyor. Örneğin bizim Antalya projemizde 1+1 ve 2+1 projelerimizde iş görüyor. Ancak İstanbul’da az kalıyor.
Dolayısıyla İstanbul’da bu rakamın 3 milyon lira olmasını istedik. Çünkü mevcut haliyle sadece 1+1 dairelere yarıyor. Belki ileride İstanbul’a özel bu oran artırılabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Konutun fiyatını haksız artıran para cezası alabilir
Konuta destek paketinin açıklanmasının ardından gayrimenkul sektöründe bir gecede fahiş fiyatları artışları yaşanırken, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de bu gibi eylemlerde bulunan gerçek ve tüzel kişilerin tespit edilerek haklarında birtakım yaptırımların uygulanacağını ifade etti.
Mono Hukuk Kurucusu Avukat Hanife Emine Kara, “Bu doğrultuda özellikle internet siteleri vasıtasıyla gayrimenkul satışlarında, ilanların önceki ve sonraki fiyatlarının tespiti mümkün olup, yapılacak tespitler akabinde fahiş fiyat artırımı yapan kişiler hakkında idari para cezaları uygulanması mümkündür.
Yasa ve yönetmelikler gereğince, satıcılar tarafından, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulması yasaklanmış olup aykırı davrananlar hakkında idari para cezalarına hükmedilebilecektir.
Nitekim bu gibi durumların tespiti için Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu da devreye girebilecek, kurulun denetimi neticesinde varılan tespitler ile de ilgililer hakkında işlem yapılabilecek” bilgisini verdi.