21 Haziran günü düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını Özyeğin Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Prof. Dr. Işıl Erol yaptı. Sektörün günümüz sorunlarına hızlı bir perspektif çizen Erol’dan sonra, Telaviv Üniversitesi Gayrimenkul ve Finans Profesörü, Danny Ben Shahar söz aldı.
Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu konut fiyatlarının erişilebilirlikte uzaklaşması ve kira piyasası sorunlarını global ölçekte grafiklerle anlattı. İsrail ve ABD gayrimenkul piyasalarını detaylı şekilde aktaran Prof. Dr. Danny Ben-Shahar, Türkiye piyasasına da değinerek sunumunu tamamladı.
Sabah oturumunun bir diğer yabancı misafiri olan, Londra Üniversitesi Gayrimenkul ve Finans Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Stanimira Mikheva, Londra ve İngiltere’den dünyaya doğru konut istatistikleri ile konut piyasasına global bir resim çizdi.
İstanbul’da Kentsel Dönüşüm ve Yapı Stoğu
Kentsel dönüşüm, deprem ve yenilenmesi gereken yapı stoğu bilgilerini istatistikler eşliğinde katılımcılara aktarmak üzere söz alan, Prof. Dr. H. Tarık Şengül, İstanbul’daki çarpık kentsel dönüşüme dikkat çekti.
İstanbul’daki toplam bina stoğunun 1.2 milyon olduğunu söyleyen Tarık Şengül, yüzde 22’ye isabet eden riskli bina sayısının 260 bin adet olduğunu belirtti. İstanbul deprem risk bölgeleri ve buna karşın “kentsel dönüşüm” adıyla yapılan proje ve inşaatların, gerçekten dönüştürülmesi gereken yerler yerine boş alanlarda yapıldığını söyleyen Şengül, yeni dönemde kamu ve özel sektörün gerçekten dönüşmesi gereken bölgeleri birlikte eğilmesi gerektiğini vurguladı.
Gayrimenkul Yatırımcıları Çalıştayın Son Panelinde Önemli Açıklamalar Yaptı
Erişilebilir Konut Çalıştayı’nın son paneline Sinpaş Yönetim Kurulu Başkanı Avni Çelik, Artaş Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya ve 24 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Yeniay panelist olarak katıldı. Alkaş Grubu Başkanı Avi Alkaş‘ın moderatörlüğünde gerçekleşen panel, setörün yatırım-geliştirici tarafını temsil etmesi açısından çalıştayın en ilgi çeken kısmını oluşturdu.
Panelde ilk olarak sözü alan Sinpaş Başkanı Avni Çelik; ülkede covid pandemisi ve sonraki ekonomik sorunlar nedeniyle bir konut krizi oluştu. Yatırımcı olarak merkezi hükümet ve yerel yönetimler arasında sıkışıp işlevsel hareket edemez duruma geliyoruz. Böyle bir konut fiyat ve kira ortamında yatırım ortamının el birliğiyle kolaylaştırılması ve yatırımcının desteklenmesi gerekli. Sosyal sorun haline gelen yüzde 25 kira artışı uygulaması da yatırımcı için cazibeyi yok edeceği için konut üretimi ve satışına negatif etki edecektir, dedi.
İBB İmar komisyonu, Küçükçekmece Belediye Başkanlığı gibi kamu tarafında tecrübe sahibi ve 24 Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Yeniay; ranttan korkmamak gerekiyor ki orada hayat olsun. Konut ve inşaat sektörü rantın bir ayağını oluşturuyor. İnsanların en temel ihtiyaçların olan konut yalnızca bir barınak değil aynı zamanda dayanıklı tüketim malı, toplumdaki kişiler için bir güvence kaynağı, bir yatırım aracı, emeğin yeniden üretildiği yer ve yaşam çevresinin oluşumunda yapı taşıdır.
Konutun ikame edilmeyen bir mal oluşu, devletin konuta müdahalesini mecburi kılmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde öngörülen önlemlere rağmen konut konusunda belirgin bir konut politikası belirlenememiştir. Alınan kararlar sorunun kaynağı yerine sonuçlarına odaklanmaktadır. Konut politikasında iyi bir planlamaya ihtiyaç vardır. Şu anda İstanbul 16 milyon bir nüfusa sahip ve 25 milyona gidecek bir görüntü oluşmuştur. Bu nereden bakarsanız bakın bir felakettir, dedi.
Daha sonra sözü alan Artaş Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya; 1960’lardan bu yana süregelen İstanbul’a göçler ve bunun getirdiği gecekondu yapılaşması, İstanbul’daki riski yapı ve dönüşüm sorunun ortaya çıkarıyor. Siyasilerin oy uğruna buna onay vermesi ile sorunun kaynağını oluşturdular. Ben bir parselde tam 230 gecekonduyu kaldırmak için 12 yıl uğraştım. Bunlar toprak sahibi değil ama hak sahibi olmuşlar. Benim ne ömrüm var ki 12 yıl bir parseli dönüştürmek için çaba ve sermaye sarf edeyim. 12 yılda bir şirket batar.
Hayatta insan yeme içme, giyinme ve barınma temel ihtiyaçlarını oluşturuyor. Kaliteli ve depreme dayanıklı yapacağız. Benim sektörde geçen 30 yılıma güvenerek söylüyorum, yaptığım bir binada deprem nedeniyle bir hasar olsun, Boğaz Köprüsünden atlarım. Bu kadar iddialıyız. Maalesef üniversiteler ve bazı siyasiler, biz yatırımcıları rantçı ilan ediyor. Hiçbir arsada yüzde 50 den aşağı kat karşılığı oran göremiyoruz. Ortada bir rantçı varsa biz değiliz, arsa sahipleri rantçıdır. 1960’lardan itibaren düzgün bir planlama yapılsaydı bugün bu sorunlarla uğraşmazdık. Ülkemizdeki yapılan hataları biz 20 yılda dönüştürmeye çalışıyoruz, dedi.