Bugüne kadar ürettiği projelerle sektöre yenilikler kazandıran Karmar AŞ. her koşulda tabiatın dostu olarak çalışmalarını tamamlamayı başardı. Tabiatın doğal kaynaklarına en saygılı şekilde davranarak oluşturdukları çağdaş mimariye sahip yapıların, bulundukları coğrafyaya ve ülkemize büyük değerler katmasını sağlamayı en temel misyonları olarak gördüklerini belirtem Karmar AŞ. İcra Kurulu Başkanı Y. Mimar Emrullah Yedikardeş, ST İnşaat Yapı & Malzeme Dergisi'nin sorularını yanıtladı.
"BEYAZ EŞYALARDAKİ ENERJİ PERFORMANS SINIFLANDIRMALARI ARTIK BİNALAR İÇİN DE GEÇERLİ"
Binalarda enerji verimliliğini artırmak üzere Enerji Kimlik Belgesi uygulamasına geçilmişti. Uygulama şu anda ne durumda? Her binanın Enerji Kimlik Belgesi var mı? Enerji Kimlik Belgesi neye göre veriliyor?
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve buna bağlı çıkartılan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine göre, binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeriyor.
Beyaz eşyalardaki enerji performans sınıflandırmaları artık binalar için de geçerli kabul ediliyor. A sınıfı en verimli, G sınıfı en düşük verimli seviyeyi belirtiyor.
Binalarda bu sınıflandırmayı gösteren belgeye ise Enerji Kimlik Belgesi deniliyor. Yeni yapılacak ya da inşa edilen binaların Enerji Kimlik Belgesi sınıfının ise en düşük C olacak şekilde tasarlanıp inşa edilmesi gerekiyor. G sınıfından daha düşük seviyede olan binalara, kanunen iskân ruhsatı verilmiyor.
Şimdiye kadar Enerji Kimlik Belgesi alan bina sayısı 1 milyon 355 bin 449. Bunların büyük kısmı 2011 sonrası yapılan binalar. Bu oran hâlâ düşük seviyede.
Satışa konu olacak bina için daha önce Enerji Kimlik Belgesi alındı ise bunu Binalarda Enerji Performansı Uygulaması sayfası olan beptr.csb.gov.tr adresinden veya e-devlet sistemi üzerinden sorgulayabilirsiniz.
Yapı ruhsatı 1 Ocak 2011 ve sonrası olan yeni binalarda ilgili Enerji Kimlik Belgesi, Yapı Kullanma İzin Belgesi aşamasında ilgili idarece talep ediliyor.
2011 yılından önce ruhsatlandırılan binalarda ilgili belgenin alınması gerekiyor. Belgeler bakanlığın geliştirdiği BEP-TR yazılımı üzerinden yetkili uzmanlar tarafından düzenleniyor. Ayrıca 1 Kasım 2017'den sonra düzenlenen Enerji Kimlik Belgeleri, e-devlet üzerinden de görülebiliyor. Enerji Kimlik Belgesi düzenleme tarihinden itibaren 10 yıl süre ile geçerli oluyor.
"BDDK, ENERJİ SINIFINA GÖRE KONUT KREDİ LİMİTLERİNİ BELİRLEYEN DÜZENLEMEYİ HAYATA GEÇİRDİ"
Enerji Kimlik Belgesi binaların kredibilitesini nasıl etkiliyor?
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), konut kredilerine sıfır veya ikinci el ayrımı getirerek enerji sınıflarına göre kredi limitlerini belirleyen düzenlemeyi hayata geçirdi. Düzenlemeyle sıfır konutlarda enerji sınıfı A olan bir evin değeri 2 milyon TL ve altında ise yüzde 90, B sınıfında yüzde 85, C sınıfında ise yüzde 80; enerji sınıfı A olan yeni konutun değeri 2 milyon TL ile 5 milyon TL arasında ise yüzde 70, B sınıfında yüzde 65, C sınıfında yüzde 60'a kadar kredi alınabilecek.
İkinci el konutta değer aralığı 500 bin TL ile 2 milyon TL arasında olan konutlar A enerji sınıfında değerin yüzde 70'i, B sınıfında değerin yüzde 65'i, diğer sınıflarda ise değerin yüzde 60'ı kadar; 2 milyon ile 5 milyon TL arasında A sınıfında yüzde 50, B sınıfında yüzde 45, diğer enerji sınıflarında yüzde 40'a kadar kredi kullanılabilecek.
Dolayısıyla enerji verimliliği yüksek olan binaya daha yüksek oranda kredi kullanılabilecek.
"STÜDYO DAİRE İNŞAATININ YASAKLANMASI DOĞRU BİR KARARDI"
Türkiye’ye yabancı sermayeyi artırmak için gayrimenkulde yatırımı teşvik eden düzenlemeler hayata geçirilmişti. Örneğin yabancılara vatandaşlık verilmesi gibi… Yabancı yatırımcılar Türkiye’de nasıl vatandaşlık alıyorlar? Vatandaş olmadan oturma izni alabiliyorlar mı?
Önce yabancılara yapılan konut satışlarının son durumuna bir bakalım… Türkiye genelinde yılın ilk yarısında konut satışlarındaki artış sürdü ama bunlar içerisinde 1+1 ya da stüdyo daireleri tercihi edenler yoğunlukta. Stüdyo dairede oturacak alan, yatacak alan ve yemek alanı aynı oda içerisinde. 1+0 olarak da anılan stüdyo daireler, tek bir odası olan daire şeklinde de tanımlanmaktadır. Mutfak, salon ve yatak odası tek bir odada toplandığı için bu evlerde sadece ıslak zeminler ayrı yapılıyor.
Özellikle yoğun çalışan, evde fazla zaman geçirmeyen, tek yaşayan ya da tek çocuğu olan aileler için bu daireler uygun bulundu. Ancak 2017 yılında yürürlüğe giren Yeni Tip İmar Yönetmeliği kapsamında stüdyo daire inşaatı yasaklandı. Yeni yönetmelikle en küçük daire 28 metrekare ve 1 oda 1 salondan oluşmak durumunda. Stüdyo daire yapılamaması doğru bir gelişme.
Çünkü bir projede çok sayıda stüdyo daire bulunması yanlış kullanımlara sebebiyet vermekteydi. Kaldı ki pandemi döneminde evlere sığınmak zorunda kaldığımızda evin alanının ne kadar önemli olduğunu gördük. Küçük metrekarelerde neredeyse dışarıya çıkmadan yaşamak zorunda kalmak hayli zordu. Aslında Türk insanı geniş ev sever.
Yabancılar da, özellikle hedef kitle Arap yatırımcılar büyük ve geniş ev severler. Dolayısıyla biz proje geliştiriciler bu hassasiyetlere uygun, insanca yaşamaya uygun, geniş ve kullanım alanı rahat evleri inşa etmeye özen gösteriyoruz. Karmar olarak biz bugüne kadar yaptığımız tüm projelerde buna özen gösterdik. Nitekim inşaatı süren son projemiz Karmar Sakura da bu özelliklere sahip.
"KONUT FİYATLARINDAKİ ARTIŞTA SPEKÜLATÖRLERİN DE ETKİSİ OLDUĞUNA DAİR GÖZLEMLERİMİZ VAR"
Markalı konut projelerinde “aile konsepti” diye bir kavram var, bunu biraz açabilir misiniz?
Aile konsepti 2+1, 3+1, 4+1 daireler var bizde, başka projelerde 2+1 deniliyor ama küçücük daireler yapılıyor, bizim projeler geniş. Bir de 3+1 ile 2+1 daireler aynı blokta daire girişlerinde bile mahremiyete önem verdik. Daire giriş kapıları bile girintili, diğer komşular birbirini görmesin diye çift duvar var.
Yerden ısıtma sistemi olduğu için yatayda da ses izolasyonu oluyor. Bay bayan sosyal tesisleri ayırdık, havuz ve giyinme alanları ayrı. Çift noktada güvenlik unsurumuz var.
Konutlarda fiyat artışı Avrupa ile yarışır hale geldi. Fiyatlardaki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? İnşaat maliyetlerinde yüzde 100’den fazla artış olduğu açıklandı. Fiyatlardaki artış maliyetlerle doğrudan orantılı mı?
İnşaat maliyetleri bir sebep, arsa maliyetlerinin ve kat karşılığı oranlarının yüksekliği de bir başka sebep. Bunlar gerçek nedenler. Ama bunun yanında spekülatörlerin de bu piyasada olduğuna dair gözlemler var. Hazine ve Maliye Bakanımız sektörde olağan dışı fiyat hareketliliği gözlendiğini, bu konuyu takibe aldıklarını ve önlem alacaklarını açıkladı. Suni fiyat artışı yaparak piyasa dengesini bozanlara yaptırımlar geleceği anlaşılıyor.
"UYGUN ARSA BULUNABİLİRSE KONUT MALİYETLERİ DÜŞER"
Sizce Türkiye’de bir barınma krizi var mı?
Evet, pandemi zamanı inşaat faaliyetleri de durmuştu. O dönem konut stoklarının şiştiğine dair yapılan yorumlar da üreticinin mola vermesine neden oldu. Pandemi sona erdiğinde üniversiteler, okullar açıldığında ertelenen talep birden canlandı. Şu anda bütçeye uygun ev bulunamaması gibi bir durum var, merkezi bölgelerde ev bulunamaması gibi sorunlar var.
Bu sorunun asıl muhatabı arsa sahipleridir. Uygun arsa bulunabilirse konut maliyetleri düşer, uygun arsa üretilebilir. Tüketicilere uygun kredi imkânı sağlanırsa sorun hallolur. Hükümetimizin açıkladığı paketler var, İstanbul olmasa bile Anadolu’da konut krizi yaşanmaz. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanımız 81 şehirde sosyal konut projesi yapılacağını, eylülde detayların açıklanacağını duyurdu. Türkiye tarihinin en büyük projesi olacağı anlaşılıyor.
Tüm bu önlemlerin gelecekte sonuç vereceğini söyleyebiliriz. Ama şu anda dar gelirli kesimde bir sıkıntı olduğu muhakkak. Sırf bu nedenle yalnız yaşayanlar ailelerinin yanına geri dönüyor, yeni evliler kayınvalide-kayınpederle birlikte yaşamayı göze alıyor. Devlet memurları atandığı yerlerde uygun ev bulmakta zorlanıyor.
"SEKTÖR PAYDAŞLARINA GÖRE SEKTÖRDE YEŞİL DÖNÜŞÜM ACİLİYETİ BÜYÜK"
Korona vakalarının yeniden artış göstermesi üzerine hepimiz pandemi tedbirlerinden endişe eder olduk. Pandemi Türk halkının konut tercihlerinde nasıl bir değişim yarattı? Şu anda yaşam nispeten daha normale döndü ama bu deneyim, konutların mimarisinde kalıcı bir değişim getirdi mi?
Sürdürülebilirlik ve iklim krizi dünyanın ve Türkiye'nin gündeminde. İklim krizine karşı inşaat sektörü ne tür önlemler geliştirmekte?
Müteahhitlik sektörü küresel servetin yüzde 50'den fazlasını, karbon emisyonlarının yüzde 39'unu temsil ediyor. Binalar, küresel emisyonların yüzde 30'undan fazlasına neden oluyor. Globaldeki karbon salımının yüzde 7'si ise çimento sektörüne ait. Buna inşaat da eklendiğinde, bu oran daha da yukarı çıkıyor. Sektör paydaşlarına göre, sektörde yeşil dönüşüm aciliyeti büyük.
Avrupa Birliği, 2030’a kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55 azaltma, 2050’de ise karbon nötr olma hedefi doğrultusunda ortaya koyduğu yeni büyüme modeli Yeşil Mutabakat çerçevesinde, Birliğin karbon ayakizini en aza indirmek için önlemler geliştiriyor
Yeşil Mutabakat; çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, sanayide inovasyonun desteklenmesi, enerji sektörünün karbonsuzlaşması, yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, binaların enerji verimli hale getirilmesi gibi her sektörde çok önemli bir dönüşümü getiriyor.
Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlamak için inşaat sektörü çalışma yöntemlerini gözden geçirmek zorunda olan sektörlerden biri. Bu doğrultuda yapılardaki enerji verimliliğini arttırmak, karbon salımını azaltmak, yapıları geri dönüştürmek, iklime duyarlı tasarım stratejileri benimsemek ve topluluklar oluşturarak daha kolektif eylemlerde bulunmak gibi hedefler, artık inşaat sektöründen beklenen ve dünya üzerindeki baskıyı azaltacak stratejilerden yalnızca birkaçını oluşturuyor.
Mimarların, mühendislerin ve şehir plancıların kısacası inşaat sektöründe aktif çalışan her bireyin iklim değişikliğiyle mücadelede öncü olması gerekiyor. ‘Müşteri istemiyor’ demek, sürdürülemez binalar tasarlamak için bir bahane değil.
Gelecekte yapı yoğunluğu bugün olanın iki katına çıkacağı öngörülüyor. Bu durumda her yeni yapının karbon salımını önleyebilecek şekilde tasarlamak çok önemli bir konu haline geliyor.
Mevcut yapılardaki iyileştirmelerde enerji yükseltmeleri en önemli rolü üstleniyor. Mevcut her yapının enerji verimliliğinin arttırılması, iç-dış sıcaklık dengesinin sağlanması, fosil yakıtlar yerine yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanılması ve / veya enerji üretilmesi alınacak önlemlerde üst sıralara yükseliyor.
Tasarım sürecinde ne kadar dikkat edilse de yapılarda malzemeye bağlı karbon açığa çıkabiliyor.
Yapılarda gözlemlenen bu gömülü karbon oranı, ham madde çıkarmadan üretime, nakliyeye ve kullanım ömrü sonuna kadar bütün yapı ürünleri ve yapım süreciyle ilişkili olarak değişebiliyor. Bu doğrultuda malzeme seçimi ve inşaat operasyonlarındaki iyileştirmeler, somut karbon salımını azaltmada inanılmaz bir fırsat sunuyor.
Mimarlıkta geri dönüşüm kavramı genellikle yapının işlevinin değiştirilerek başka bir işlev kazandırılması olarak algılanıyor. Ancak bu başlıkta ele aldığımız konu, pet şişelerin dönüşüm süreci gibi yapıların bir moloz olmadan her parçanın mimarlığa yeniden geri kazandırılma süreci. Yüzyıllar boyunca mimarlar her yapı bileşenini bir araya nasıl getireceğini tasarlıyor, artık buna ek olarak mimarlardan yapının nasıl söküleceğine dair tersine çevrilebilir bir yapı uygulamasının da tasarlanması bekleniyor.
Covid-19 ile birlikte doğayla iç içe bir yaşamı teşvik eden ‘mini ev’ konseptine aşırı ilgi gösteriliyor. Doğanın minimum müdahaleye uğradığı bölgelerde kalmayı tercih eden bireylerin paylaşımları, ekosistemlerin yok olduğunun fark edilmesini sağlıyor.
Doğaya dönüşü kabul eden ve halihazırda yaşamın kurtuluşunun doğada olduğunu gözlemleyen kişilerin deneyimlerini teknolojiyle buluşturdukları bir alan biyomimikri. Sürdürülebilir bir dünya için biyomimikri, iklimle mücadelede yeni yaşam biçimlerini yaratmayı vaat eden önemli tasarım stratejilerinden biri.
"BİNA KİMLİK SİSTEMİ LE TAMAMLANAN HER YAPIYA SERTİFİKA NİTELİĞİNDE QR KODU VE ELKTRONİK ETİKET VERİLECEK"
Türkiye’de son yıllarda kaçak yapılaşmaya karşı etkin önlemler ve denetimler gerçekleştiriliyor. Artık eskisi kadar kaçak yapı görmüyoruz. Yapı denetiminin daha etkin sonuçlar vermesi için önerileriniz neler? Ne tür yeni uygulamalarla karşılaşmaktayız?
Bu konuda en yeni uygulama; Bina Kimlik Sertifikası uygulaması. Bundan böyle inşa edilen bütün yapıların kimlik kartı olacak. Bina Kimlik Sistemi ile tamamlanan her yapıya sertifika niteliğinde QR kodu ve elektronik etiket verilecek. Teknolojik bir levha halinde binaya monte edilecek sertifika sayesinde o binanın teknik bilgilerine rahatlıkla ulaşılabilecek.
Bina Kimlik Sistemine dahil olan binalarda yapı denetimi daha kolay gerçekleştirilecek. Binada izinsiz yapılmak istenen değişiklikler engellenecek ve bu sayede mimari kirliliğin önüne geçilmiş olacak. Binaya yerleştirilecek elektronik etiket sayesinde bina bilgilerine 50 metre mesafeden dahi ulaşılabilecek
Böylece yangın ve deprem gibi afet anlarında bina kat planları, yapının genel verileri ve yapıda ikamet eden vatandaş bilgilerine çok kısa sürede erişilebilecek. Bina Kimlik Sistemi ile binalarda kullanılan malzeme bilgilerinin depolanarak inşaat sektörünün faydalanabileceği bir bilgi havuzu oluşturulmasını da hedefleniyor. Bu sayede binayı satın alacak ya da kiralayacak vatandaşların önceden bina hakkında genel bilgilere erişmesi sağlanmış olacak.
"FİYATLAR KONUSUNDA ÖNGÖRÜDE BULUNAMIYORUZ"
Sizce sektörün en büyük sorunu nedir?
Fiyat dalgalanması… Normalde biz bir işi verdiğimizde belli bir miktarla anlaşma yaparken artık bu fiyatı sabitlemek mümkün değil. Demir ve beton fiyatlarını ön göremiyoruz. Arkasından sürekli yükselen enflasyon geliyor. Fiyatlar konusunda öngörüde bulunamıyoruz. Demiri 400 dolara alabiliyorken şimdi 800-900 dolar. İşçilik de aynı şekilde…
İşçilikte asgari ücret zammından ötürü yüzde 40’lık bir artıştan bahsediyoruz. Belirlediğimiz daire fiyatını örneğin 100 lira diye belirlemişiz 120 lira mı yapacağız… Bunlar sorunlar yumağı şeklinde duruyor. Fiyatları sabitleyemiyoruz.
"GAYRİMENKUL, HÂLÂ EN KIYMETLİ YATIRIM ARACI"
Türkiye genelinde konut satışları yılın ilk yarısında yüzde 31,4 artışla 726 bin adedi aşarken, tüm zamanların ocak-haziran dönemi rekoru kırıldı. Bir yandan yüksek fiyatlardan bahsederken, bir yandan satışlar rekor kırdı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mayıs ayında 3 konut finansman paketi açıkladı. Hem birinci hem de ikinci el konut alımında cazip şartlar sunan paketler konut satışlarının artmasına yol açtı. Yılın ilk yarısında satışlar yükseliş ivmesindeydi.
Ancak Temmuz’da 1 yıl aradan sonra ilk kez satışlar geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde temmuzda satışlar geçen senenin aynı ayına göre yüzde 12,9 azalarak 93 bin 902 adede indi. Aylık bazda gerileme yüzde 38 seviyesinde. Tabii temmuzda tapu işlemi yapılabilecek gün sayısının azlığı da bunda etkili olabilir.
Yabancılara vatandaşlık için gayrimenkul satışında zorunlu yatırım miktarının 400 bin dolara çıkmasının da payı olabilir. Ama günün sonuna baktığımızda gayrimenkul, hâlâ en kıymetli yatırım aracı. Yüksek enflasyon endişesi yaşayan yatırımcılar, tasarruflarını güvence altına almak için gayrimenkul tercihlerine ağırlık vermeye başladı.
Maliyet ve enflasyon etkisiyle artan konut fiyatlarına rağmen yatırımcıların tercihi yine konut oldu. Açıklanan veriler toplam konut satışlarının 2022 sonunda 1.5 milyonun üzerine çıkacağını işaret ediyor
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın devam etmesi ve Rus zenginlerin dünyaya açılabilmek için sıcak denizlere inme isteği, yabancıya konut satışlarına tarihi zirveyi gösterdi.
"EVİN BULUNDUĞU BÖLGENİN GELİŞİM POTANSİYELİ OLDUKÇA ÖNEMLİ"
Konut alım aşamasında nelere dikkat etmeliyiz?
Evi alım amacınıza göre, özellikleri değişebilir. Oturum amaçlı alıyorsanız, iç mekân, ulaşım gibi özellikler önem kazanırken, yatırım için alıyorsanız gelişim potansiyeli olan bölgeler ve kolay kiralanabilir daire tipleri öne çıkmalı. Oturum içinse; öncelikle evin iç özellikleri (oda sayısı, büyüklüğü vs.) önem taşır.
Evin toplu ulaşım imkânlarına yakınlığı önemlidir. Toplu ulaşıma yakın olmak, ulaşımınızı kolaylaştıracağı gibi evin değerini de etkiler. Eğitim, hastane, alışveriş, ulaşım, yeşil alan imkânlarına ve işe yakınlığı, bölgenin gelişim potansiyeli evin hem değerini etkiler hem de yaşamı kolaylaştırır.
Yatırım içinse; evi yatırım için aldıysanız geri dönüş süresini (amortisman) hesaplayın. Türkiye genelinde amortisman süresi 19 yıl. Bu süreyi düşürmek için kira getirisi yüksek yerleri seçin. Stok birikmiş bölgelerde kira getirisi düşebilir.
Evin bulunduğu çevrenin gelişim potansiyeli oldukça önemli. Yeşil alan, büyük projeler, ulaşım projeleri evinizin değerini artıran unsurlar olacak. Evi gezerken su, elektrik, doğalgaz saatlerini ve dairenin içindeki tesisatı kontrol edin. Sayaçları kontrol ederek harcama var mı bakın. Duvarlarda küf, parkelerde esneme, seramiklerde kırık, vitrifiyelerde pas olup olmadığına bakın. Ankastre ürünler ve kombinin olup olmadığına iyi bakın.
Ev alırken Enerji Kimlik Belgesi'ne de bakın. A sınıfı binalar çok daha az enerji harcar. Bu da kışın ısınma, yazın soğutma giderlerinizin azalması anlamına gelir.
Eğer evi maketten alıyorsanız teslim aşamasında sözleşme maddelerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini kontrol edin ve teknik şartnamede yazan malzemelerle evde kullanılan malzemeleri mutlaka karşılaştırın.
Fiyatla ilgili olarak öncelikle bölgedeki diğer ilanları inceleyin ve fiyatlar hakkında fikir sahibi olun. Daha sonra pazarlık edin. Konutların ilana çıkış fiyatı ile gerçekleşen satış fiyatları arasında yüzde 5 ile 20 arasında fark oluşuyor. Satış fiyatına tapu harcı, Katma Değer Vergisi (KDV) gibi harç ve vergilerin dahil olup olmadığını öğrenin. Birçok yerde aidatlar kiralarla yarışıyor.
Ev kredisi öderken aidatların sizi zorlamaması için aidatların ne kadar olduğu ve aidata hangi kullanımların dahil olduğunu öğrenin. Tapu için: İnşaat 'resmen' tamamlanmamışsa yani iskânı alınmamışsa tapuda kat irtifakı, iskân alındıysa kat mülkiyeti ifadesini görürsünüz. İskân almamış bir konutu satın almak risklidir.
Eğer 'kat irtifakı' tapulu bir ev alıyorsanız, belediyeye giderek, iskân müracatının yapılıp yapılmadığını ve inşaatın projeye uygun olup olmadığını sorun. Kat mülkiyeti alınmışsa, inşaat projesine uygun, tüm mevzuatlara uygun demektir. Kat mülkiyeti, apartman içerisinde sahip olduğunuz bağımsız bölümün sınırlarını net bir şekilde belirtir.
Evin tapu kaydı üzerinde ipotek, haciz gibi bir şerh, beyan olup olmadığını kontrol edin. Evin ruhsatını, iskân belgesini, mimari projesini inceleyin, dairenin konumu, alanı gibi özellikleri ile mimari projedeki konumu, alanı gibi özellikleri arasında fark olup olmadığını mutlaka tespit edin. Belirtilen alanının net alan mı, brüt alan mı olduğunu sorgulayın.
Brüt alana hangi kullanım alanlarının dâhil olduğu hakkında bilgi alın. Satın alınacak daireye düşen otopark alanı ve adet olarak kullanım hakkının ne kadar olduğu bilgisini alın. Maketten alımda: Eğer bitmemiş bir evi maketten satın alıyorsanız öncelikle ön ödemeli konut satış sözleşmesi imzalayacaksınız.
Ön ödemeli konut satış vaadi sözleşmeleri noterde yapılıyor. Satış vaadi sözleşmesi noterde düzenlenmediyse geçersizdir. Sözleşme imzalanmadan önce alıcıya bağımsız bölüm planının, vaziyet planının, kat planının ve mahal listesinin verilmiş olması gerekiyor.
Alıcı, 14 gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden ön ödemeli konut satış sözleşmesinden cayma hakkına sahip.
Satıcının, tüketicinin ödediği veya ödeyeceği bedel için bir teminat göstermesi gerekir. Konutun satıcı tarafından tüketiciye devir veya teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 36 ayı geçemez.
Tapunuzu aldıktan sonra yapmanız gereken ilk şey, Emlak Vergisi için evin bulunduğu ilçenin belediyesine bildirimde bulunmak. Satın alma işleminin gerçekleştiği yılın sonuna kadar bildirim yapmalısınız. Aldığınız evi kiraya vermeyip kendiniz taşınacaksanız, faturaları kendi üzerinize almanız gerekiyor. Zorunlu Deprem Sigortası'nı vakit kaybetmeden yaptırın.