Yeni Asır'da yer alan habere göre, İZTO Yönetim Kurulu Üyesi ve Müteahhitler Federasyonu (MÜFED) Başkanı İsmail Kahraman, Haftabaşı Sohbetleri'nin konuğu oldu.

Kahraman, inşaat sektöründe yaşanan sıkıntılar, İzmir'in inşaat sektöründeki gelişimi, sektörde yaşanan değişim hakkındaki sorularımıza yanıt verdi.

Müteahhitler olarak şu anda yaşadığınız en büyük sorun nelerdir? Çözüm için öneriniz var mı?
İnşaat sektörünün sorunlarının başında maliyet artışları ve malzeme tedariğinde yaşanan zorluklar geliyor.

Birçok müteahhit önünü göremediği için yatırımlarını bekletme kararı aldı. Çünkü inşaata başladığı maliyetlerle teslim ettiği fiyatlar aynı oranda olmuyordu.

TÜİK tarafından yayımlanan rakamlara göre bina inşaat maliyetindeki artış yüzde 100'ün üzerinde. Bununla birlikte; 2023 yılı için emlak vergisi kanunu kapsamınnda hazırlanan inşaat maliyet bedellerinde geçen yıla göre yüzde 50'ye yakın bir artış söz konusu.

Resmi rakamlardan da görüldüğü üzere inşaat maliyetlerinde çok yüksek bir artış söz konusu. Vatandaşların da alım gücü aynı oranda artmadı.

Dolayısıyla bu durum satışlarda durağanlaşmaya neden oldu. İnşaat sektörünün en önemli sarf malzemeleri olan demir çimento ve cam gibi ürünlerin ihracatına belli sınırlamalar getirilmeli.

İç piyasaya verilen ürünlerde haksız rekabetin önüne geçilmesi için denetimler sıkılaştırılmalı. Vatandaşı ve müteahhitleri rahatlatacak ekonomik destekler de artırılmalıdır.

ADA BAZLI DÖNÜŞÜM ŞART

Özellikle İzmir'de kira ve ev fiyatlarında ciddi artışlar yaşanıyor. Bu sorunun nedenleri nelerdir?
Son yıllarda konut üretiminde bir yavaşlama söz konusu. Az olan mal da kıymetli oluyor. İzmir hem çevre illerden hem de büyük kentlerden rağbet görüyor.

Bununla birlikte pandemi sonrasında İzmir'e yerleşenlerin sayısında da bir artış oldu. Kiralık dairelerde de artan bir talep artışı var. Yeni üretilen konutlar ise yüksek maliyetli olduğu için fiyatlar da yükseliyor.

En son Haziran ayında yayınlanan verilere (TCMB) göre;

İzmir'de konutlarda ortalama birim fiyatı 14 bin 932 TL, bu rakam Türkiye ortalaması 13 bin 14 TL'dir. Bir diğer konu ise arsa fiyatlarının yüksek olması. Kimi yerde yüzde 200- 300'e varan arsa maliyet artışı görülüyor. Kent merkezinde ise inşaat yapılabilecek yeni arsalar az sayıda buluyor.

Bu konuda ada bazlı kentsel dönüşümler yapılarak, hem düzenli ve planlı bir kente hem de yeni ve depreme karşı dayanıklı bir konut stoğuna kavuşmamız mümkün.

Barınma en temel insani ihtiyaçların başında geliyor. Vatandaşların sağlıklı konutlarda oturması ada bazında gerçekleştirilecek kentsel dönüşümle mümkün olabilir.

SAĞLIKLI VE GÜVENLİ KONUT HERKESİN HAKKI

Türkiye ve İzmir'de inşaat sektörünün gelişimini nasıl görüyorsunuz?

Bir Kira Zam Cinayeti Daha! Bir Kira Zam Cinayeti Daha!

Nüfus arttıkça konut ihtiyacı devam edecek. Sağlıklı ve güvenli bir evde oturmak herkesin temel hak ve ihtiyacı. Bu nedenle inşaat sektörü öneminden bir şey kaybetmez.

Bununla birlikte İzmir, denizi, iklimi, ulaşım olanakları ve Ege kültürünü yansıtması nedeniyle nitelikli göç almaya devam ediyor. İzmir hala gerçek potansiyeline ulaşabilmiş değil. Gerek kentsel dönüşüm gerekse de şehir planlamaları ile daha yaşanılabilir bir İzmir yaratılması gerekiyor.

DOĞA İLE İÇ İÇE PROJELER TALEP GÖRÜYOR

Günümüzde inşaat sektöründe talepler ne yönde değişti?

Pandemi süreci ve ardından gelen deprem, insanları daha yeni ve depreme dayanıklı konutlara yöneltti. Birçok apartman yerinde dönüşüm mantığıyla yıkıldı. Halbuki bu değişim ada bazlı olarak planlanmalıydı.

Şu anda pandeminin etkileri nispeten azalmış olsa da doğayla iç içe, müstakil ve site mantığındaki konut projeleri talep görmeye devam ediyor. Özellikle çocukları olan aileler sosyal olanakları ve yeşil alanları olan sitelerde oturmak istiyor.

Editör: Emlak Zirvesi