Arabuluculuk sistemi hukukumuza 6325 sayılı kanunla 2012 yılında çok geç girmiş bir sistemdir.
Buna göre ihtilafa konu taraflar isteğe bağlı olarak arabulucuya başvurabileceği gibi dava şartı olarak da arabulucuya başvurunun mecburi olduğu hususlar da vardır. Okuyucumun sorusu için ise özel bir durumdan söz edeyim. Yasanın 1’inci maddesi diyor ki:
MADDE 1
Bu kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dahil olmak üzere, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır.
Şu kadar ki, aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklar arabuluculuğa elverişli değildir. Bu kapsamda kira ilişkilerinde de mecburi arabuluculuk söz konusu değildi, ancak: 1.9.2023 tarihinden itibaren.
a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar.
b) Taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar.
c) 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar.
ç) Komşu hakkından kaynaklanan uyuşmazlıklarda eylül ayı başından itibaren artık mecburi olacak.
Mecburi arabuluculukta da önce arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde dava reddolunacak. Bu hususta bir çekincem var.
Arabuluculuğun mecburi olduğu hallerde bile arabulucuya başvurmadan dava açılması durumunda hakimin davayı hemen reddetmeden taraflara süre vererek arabulucuya başvuruda bulunmaları uyarısında bulunması gerekir kanaatindeyim.