TÜİK verilerine göre inşaat sektörü, son yılların en hareketli dönemini yaşıyor. İnşaat üretim endeksi yıllık bazda yüzde 29,9 artarak son 105 ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu rekor, kağıt üzerindeki izinlerden öte, şantiyelerde dökülen betonun ve yükselen blokların habercisi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), sektörün merakla beklediği inşaat üretim verilerini açıkladı. Veriler, sektörde “bekle-gör” döneminin sona erdiğini ve üretimin gaza bastığını kanıtlar nitelikte. Endeks, yıllık bazda yüzde 29,9’luk rekor bir artışla 149,6 seviyesine tırmandı. Bu rakam, verinin tutulmaya başlandığı tarihten bu yana görülen en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti.
Kağıt Üzerinde Değil, Sahada “Gerçek” Hareketlilik
Sektör uzmanları, açıklanan bu verinin sıradan bir istatistikten çok daha fazlasını anlattığına dikkat çekiyor. Ruhsat alımları veya proje çizim aşamaları gibi “bürokratik” süreçlerden ziyade; bu endeks doğrudan sahadaki fiziksel eylemi ölçüyor.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan sektör temsilcileri, “Rakamlar bize makinenin çalışma ritmini, ustanın attığı sıvayı, dökülen betonu ve harcanan demiri anlatıyor. Eylül ayı verileri gösteriyor ki; şantiyelerde işçilik ve üretim hacmi ciddi oranda artmış durumda. Yani sektör teoride değil, pratikte büyüyor” ifadelerini kullandı.
“Erteleme” Bitti, Projeler Öne Çekildi
Ekonomik beklentilerin dengelenmesi ve belirsizlik bulutlarının dağılmasıyla birlikte, hem konut üreticilerinde hem de ticari gayrimenkul yatırımcılarında görülen “yatırımı erteleme” davranışı kırıldı.
Arz-talep dengesindeki değişim, firmaları yeni projelere başlamaya teşvik ediyor. Sadece mevcut projelerin hızlanması değil; yeni temellerin atılması, yeni ihalelerin yapılması ve kazı çalışmalarının başlaması, sektördeki canlılığın en somut göstergesi olarak yorumlanıyor.
Deprem Bilinci ve Kentsel Dönüşüm İtici Güç Oldu
İnşaat üretimindeki bu rekor artışın arkasındaki en güçlü motivasyonlardan biri ise hiç kuşkusuz deprem gerçeği. Türkiye genelinde artan deprem bilinci, vatandaşların güvenli ve yeni konutlara olan talebini zirveye taşıdı.
Talebe yanıt vermek isteyen sektör, özellikle kentsel dönüşüm projelerine ve riskli yapı stokunun yenilenmesine ağırlık verdi. Eski binaların yıkılıp yerine modern, yönetmeliklere uygun ve dayanıklı yapıların inşa edilmesi süreci, üretim endeksini yukarı taşıyan ana faktörlerin başında geliyor.
