Yapıları geleceğin modern şehirlerine hazırlamaya katkıda bulunan şirket, ev tipi asansör ve merdiven çözümleri ile özellikle hareket imkânı kısıtlı bireylere özgürlük sunuyor. Ürünlerine olduğu kadar servis hizmetlerine de büyük önem veren TK Elevator hem kendi ürünlerinin hem de farklı markaların montajını gerçekleştirip servis hizmetlerini sağlıyor. 13 Ekim Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan TK Elevator Türkiye CEO’su Artuğ Özeren,enerji verimliliğine katkı sağlayan ürünleriyle geleceğin sürdürülebilir şehirlerine de yatırım yaptıklarının altını çizdi.

Günümüzde kentsel nüfus her geçen gün artıyor ve bu durum dikey mimariyi yaygınlaştırdığı için asansör sektörünün önemini daha da fazla ortaya koyuyor. Kullanıcılarının kent yaşamını güvenli bir şekilde kolaylaştırmayı ana yükümlülüğü olarak gören TK Elevator, ürün ve hizmetleriyle bugünün ihtiyaçlarına cevap verirken geleceğin şehirlerine de hazırlık yapıyor. 1860’lı ve 1880’li yıllardan başlayarak ‘Paternoster’ adlı ilk dikey konveyörü, 1906’da ise Almanya’nın ilk yürüyen merdivenini geliştiren şirket, o zamandan bu yana şehirlerin büyümesine ve binaların yükselmesine katkı sağlıyor. Şirketin ürün portföyünde; konut ve ticari binalara yönelik hayata geçirdiği standart asansörlerin yanı sıra yüksek gökdelenler için geliştirdiği son teknoloji ve özelleştirilmiş asansör çözümleri, merdiven asansörleri, ev asansörleri ve platformları, yürüyen merdivenler, yürüyen bantlar ve havaalanları için yolcu biniş köprüleri de bulunuyor.

“Binaların güvenle yükselmesine katkıda bulunuyoruz”

Dünya Konut Günü kapsamında açıklamalarda bulunan TK Elevator Türkiye CEO’su Artuğ Özeren, “Şehirleri ve binaları daha akıllı ve yaşanılası yerler haline getirmeye katkı sunarken, kentleşmenin zorluklarının üstesinden gelen yenilikçi mobilite çözümlerine yatırım yapıyoruz. Ürünlerimizle insanların hayatını kolaylaştırıyor, onlara konforlu ve güvenli bir mobilite sağlıyoruz. İnsanlar yalnızca binalarında değil metrolardan hastanelere, AVM’lerden plazalara kadar pek çok farklı alanda asansörlerimizle hızlı bir şekilde hareket ediyorlar. Böylece şehirlerin hareketliliğine hız kazandırıyor, binaların güvenle yükselmesine ve şehirlerde alanların daha verimli kullanılmasına katkıda bulunuyoruz. Alanında uzun yıllar deneyime sahip uzman servis teknisyenlerimiz ve yaygın servis ağımızla hızlı yanıt ve benzersiz bir hizmet sunuyoruz. Dijital çözümlerimiz de servis ekiplerimizin müşteri ihtiyaçlarına kalite anlamında en iyi karşılığı vermelerini sağlıyor.” dedi.

“Hareket imkânı kısıtlı bireyler için konutlar çok kolay ve konforlu hale geliyor”

Konut içinde kullanılan çözümleriyle de ilgili bilgiler paylaşan Artuğ Özeren sözlerine şöyle devam etti: “Şehirler değişmeye ve gelişmeye devam ederken konut sektöründeki yaşam tarzları da çeşitleniyor. Artık iki ya da üç katlı müstakil konutların içerisinde de asansörler sıklıkla kullanılıyor. Bu anlamda hayata geçirdiğimiz ev ve merdiven asansörlerimizle de ev içi mobilitenin engel oluşturduğu kişiler için azami bağımsızlık yaratıyoruz. Konut sektöründe kullanılan ürünlerimiz kullanıcılarımıza hem güvenli hem de konforlu hareket alanı sağlıyor. Örneğin S100 Merdiven Asansörümüzü acil durdurma düğmesi ve çağrı cihazı gibi kapsamlı güvenlik özellikleriyle donattık. Asansörde isteğe bağlı bir şekilde bulunan çağrı cihazı, kullanıcının ihtiyaç halinde arkadaşlarıyla, ailesiyle ve tıbbi danışmanlarıyla iletişim kurabilmesine imkân tanıyor. Bu sayede özellikle hareket imkânı kısıtlı bireyler için yaşam kolaylaşıyor. Özgürlük güvenli bir biçimde geri kazanılıyor.”

EİS Eczacıbaşı, Ayazağa’daki Arazisi için Artaş İnşaat ile Anlaştı EİS Eczacıbaşı, Ayazağa’daki Arazisi için Artaş İnşaat ile Anlaştı

Daha az enerji tüketerek daha çok hareket etmek mümkün

Ana gündem maddelerinin konutların enerji tüketimlerinin azaltılmasına yardımcı olmak bulunduğunu söyleyen Artuğ Özeren, “Dünyamız her zamankinden daha hareketli olmaya hazırlanıyor ve bizim için kentsel hareketliliği desteklerken çevresel ayak izimizi azaltmak hayati bir önem taşıyor. ‘Daha azla daha çok hareket etmek’ sürdürülebilir kentsel mobilitenin geleceğini yaratmakla bağlantılı temel hedefimizi oluşturuyor. Yüksek bina mobilite çözümlerimiz; asansörlerin enerji tüketen bakım ihtiyacını azaltıyor. TK Elevator olarak binaların ve bir bütün olarak şehirlerin karbon ayak izini azaltan ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz. Hayata geçirdiğimiz asansörlerin LED aydınlatma, uyku modu ve diğer enerji tasarrufu sağlayan işlevleri sayesinde yüksek binaların çevre dostu olmasına yardımcı oluyoruz ve bunun için dijitalleşmeyi kullanıyoruz. Ayrıca LEED®, DGNB ve BREEAM gibi yeşil bina sertifikasyon sistemleriyle uyumlu mobilite çözümlerini destekliyoruz.” şeklinde konuştu.

Çevre dostu üretim süreçleri

Kendi iş yapış biçimlerinde de sürdürülebilirlikten ödün vermediklerini belirten Özeren sözlerini şöyle tamamladı: “Sürdürülebilirlik ve ekonomik başarının ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olduğuna inanıyoruz. Malzeme şeffaflığı sağlamaya önem veriyoruz ve on yıldan uzun süredir yaşam döngüsü değerlendirmesi yapıyoruz. Üretim süreçlerimizde yenilenebilir enerji kullanıyoruz. Doğal kaynak kullanımını sınırlamayı, geri dönüşümünü sağlamayı ve geri kazanılmayan atıkları uygun tekniklerle yok etmeyi taahhüt ediyoruz. Bu yıl yayınladığımız sürdürülebilirlik raporumuza göre; 2020-2021 mali yılında kendi faaliyetlerimizden kaynaklanan emisyonları, 2018-2019 temel yılına kıyasla yüzde 19 oranında azalttık. Ayrıca yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğin oranını yüzde 45'in üzerine çıkarttık.”

Editör: Emlak Zirvesi