Türkiyede 50 yıldır faaliyette olan deri perakendecisi Desa, İtalyada bir üretim tesisi açmak için kolları sıvadı.
İtalyanın Toskana bölgesinde kurulan Ar-Ge ve üretim tesisinin 2023ün ilk çeyreğinde açılacağı kaydedildi. Dünyanın ünlü markalarına üretim yapacak olan yeni tesis için personel alımının ise Ocak 2023te başlayacağı belirtildi.
Markanın İtalya yatırımının detaylarını ve gelecek hedeflerini değerlendiren Desa CEOsu Burak Çelet, "Türkiyede doğan, bu topraklarda üreten ve büyüyen, yarım asrı geride bırakmış bir Türk şirketi olarak, deri modası gibi İtalyanın uzman olduğu bir sektörde söz sahibi olmaktan gurur duyuyoruz" dedi.
İtalyanın Toskana bölgesinde kurdukları üretim tesisine kiracı olarak girdiklerini anlatan Çelet, yatırım ortamının uygunluğunu tespit ettikten sonra fabrikayı satın almaya karar verdiklerini ifade etti.
Çelet, "Dünyanın tüm önde gelen lüks markalarının deri mamul tasarım ve üretim tesislerinin kümelendiği Toskana bölgesinde yaptığımız bu yatırım sayesinde bir yandan mevcut müşterilerimizin tüm ihtiyaçlarına daha hızlı bir şekilde cevap vereceğiz bir yandan da yeni müşterilere ulaşacağız.
Fabrikayı, İstanbul Ulusta 2+1 daire fiyatına aldık. 2 bin metrekarelik bir alanda kurulan tesisin 4te 3ünün yenilenmesi tamamlandı. Ar-Ge ve üretim tesisi olarak planlanan ve bugüne kadar 2 milyon euro yatırım yapılan tesis, Mart 2023 itibariyle tam kapasite üretime geçecek" diye konuştu.
Çelet, İtalyadaki tesis için 200ün üzerinde başvuru aldıklarını, fakat ilk etapta 50 kişi istihdam edeceklerini söyledi.
"Üretim yapılan ülkenin imajına bakıyorlar"
Desa CEOsu Burak Çelet, yatırım için neden İtalyayı seçtiklerinden de bahsederek, "Katma değerli ürün yapmamıza, önemli lüks markalarla çalışıyor olmamıza rağmen kafamızı gelip çarptığımız bir cam tavan var, o da made in konusu. En yukarıda konumlanan markaların da bir made in stratejisi var. Hangi ülkede üretim yaptığınız hem bu markalar hem de onların nihai tüketicileri için çok önemli.
En lüks markalar, özellikle Fransızlar, ürünlerin içine made in Italy ya da made in France dışında bir şey yazmayı kabul etmiyor. Siz ülke olarak ne kadar becerikli olsanız da ne kadar fiyat avantajı sağlasanız da maalesef markaların uyguladığı ülke stratejisi ve üretim yaptığınız ülkenin imajı sizi geri çekiyor. İtalya yatırımı yapmamızın en önemli sebebi işte budur" diye konuştu.
Toskanadaki fabrika sayesinde önyargıları kırmayı hedeflediklerini anlatan Çelet, "Bu sayede daha önce üretim yapmadığımız markalarla üretim ilişkisine girmeye başlayabileceğiz. Bu yatırım iş yapış şeklimizi göstermek adına önemli olacak.
Çok daha yüksek bir maliyet bazına sahip bir ülkede yatırım yapıyor olmak ilk aşamada baktığınızda son derece riskli gibi görünüyor, ancak bunun stratejik bir yatırım olduğunu düşünüyoruz ve Türkiyedeki tesislere bir çarpan etkisi yapmasını bekliyoruz. Oradaki 50 kişi burada bize 500 kişilik bir istihdam daha yaratacaktır" dedi.
60 bin kadın çantası üretecek
İtalyadaki üretilecek olan deri çantalar için derileri Çorluda bulunan 20 bin metrekare kapalı alanla sahip deri işleme fabrikasından temin edeceklerini anlatan Çelet, "Önceliğimiz kendi ürettiğimiz derilerimizi kullanmak ve kendi iş gücümüzü yetiştirmek olacak.
Böylece bu tesisin hem hammaddemizi hem de üretim gücümüzü daha yüksek bir katma değerle satabilmemize olanak sağlayacağını ve yeni müşteri segmentlerine adım atmamıza vesile olacağını öngörüyoruz" şeklinde konuştu.
Çeletin verdiği bilgiye göre, yıllık 60 bin kadın çantasının üretileceği tesiste, ilerleyen dönemde yeni kapasite yatırımlarıyla üretim adedi artırılacak.
Made in Italy olarak tüm lüks markalarla hizmet verebilecek şekilde tasarlanan tesisten, ilk etapta sadece İtalya ve Fransada üretim yapan markalara hizmet verilmesi hedefleniyor.
Çelet, önümüzdeki dönemde Dünyada lüks segmentin önemli oyuncuları ile işbirlikleri yapacaklarını da sözlerine ekleyerek, yurtdışında marka satın almak için fırsatları incelemeye başladıklarını da anlattı.
"Resesyonun ihracata etkisi olacak"
Burak Çelet, ekonomideki gelişmelerin perakendeye etkileri hakkında da konuştu.
Resesyon dönemlerinde lüks tüketimin daralmadan en az ve en son etkilenen segment olduğunu söyleyen Çelet, "Çünkü gelir dağılımı bozulduğu için zenginin daha zengin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Geliri daha yüksek lüks segment müşterisi harcamalarını daha az erteliyor" dedi.
Hazır giyimde birçok markanın ve üreticinin kapasitelerini azaltmaya başladığına dikkat çeken Çelet, "Çünkü alt segmente hitap eden markalar alımları durdurdular. Çoğunlukla Avrupadaki markalardan bahsediyorum.
Dolayısıyla, genelde hazır giyim üreticimizin önemli bir bölümü alt segmente hitap ettiği için onlar da çok etkilendi. Bu anlamda önümüzdeki dönemde risk var. Avrupadaki resesyonun ülkemizin ve sektörümüzün ihracatımıza olumsuz yönde etkileri olacak" değerlendirmesinde bulundu.
Çelet, 2022de Desanın cirosunda artış yaşandığını da bildirerek, "2022de gerek iç tüketimin enflasyon endişesi ile artması, gerekse de başarılı bir turizm sezonu geçirilmesi sebebi ile perakende cirolarında yüzde 282lik bir artış yakaladık.
İhracatta da benzer bir performans ile gene yüzde 269luk bir artış ile karşılaştık. Yıl sonu itibarı ile DESA, Samsonite ve Adesa şirketlerini içeren grup cirosunun 2,5 milyar TLyi geçmesini bekliyoruz" tahminin paylaştı.