Depremden sonra tarım arazilerine konut yapmanın ne büyük felaketlere yol açtığına hep birlikte şahit olduk.
Buna karşılık Adıyaman’da TOKİ’nin bina yapmak üzere kazdığı bir bölgenin buğday tarlası olduğunu görünce şaşırmış, önceki akşam yayında Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’ye bu durumu sorduk.
Bakan Kirişci, nitelikli tarım arazisi ve orman olmayan bölgelerin MTA tarafından fay analizi de yapıldıktan sonra alternatif bölgeleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bildirdiklerini söyledi.
"Adıyaman için tek bir yere bütün şehri taşımak artık çok mümkün değil. O kadar çok konut yapacaksınız ki, yaymak durumundasınız. Orası nitelikli tarım arazisi değil" dedi.
Dün TOKİ Başkanı Ömer Bulut da arayarak bu konuda bir açıklama yaptı. Sözleri özetle şöyle;
“Söz konusu yer hazine arazisi fakat vatandaş sahiplenmiş. Devlet ile mahkemelik olmuş. Üstüne de buğday ekmiş ki mahkemede “Biz bu araziyi yıllardır işliyoruz” diyebilsin.
Oysa temelin açılıp yalıtım malzemesinin serildiği fotoğraflarda toprak kesitine dikkatli bakarsanız tarım toprak kalınlığının sadece 50 cm olduğunu görürsünüz. Yani verimli bir tarım arazisi değil orası. Buğday hemen her toprakta yetişir.
Adıyaman’da ilk etapta 40 bine yakın konuta ihtiyaç var. Bunun 27 binini şehrin kuzeyinde kayalık bir alana yapıyoruz.
Bu tartışılan alanın da zemin etütlerinde yer altı su seviyesi olmadığını gördük. Burada sadece 3 bin konut yapıyoruz.
Tarım alanları konusuna çok dikkat ediyoruz. Diğer illeri de detaylıca çalıştık. Belli noktalarda çatışan yerler var.
Hatay’da Amik Ovası’nın yapılaşmaya kapatılması lazım. Amanos’un eteklerine çıktığımızda köylülere kiralanan tarım alanları var. Buraların zemin etütlerine ve tarım verimliliğine bakacağız.
Osmaniye Düziçi’nde imarlı bir alanımız vardı. Hemen başlayabilirdik ama nitelikli tarım alanı olduğunu gördüğümüz için orayı yapılaşmaya kapattık.
Mümkün olduğunca tarım arazilerine girmeyeceğiz. Ayrıca yüzde 55-60 yeşil alan bırakmadan yapılaşma yapmıyoruz.
Hatay’da bir yerde zeytinlik vardı, ağaçları kesmemek için projenin ortasında zeytin bahçesi bıraktık.”
TOKİ Başkanı konutların bir sene içinde bitirilmesinin zor olacağına ilişkin eleştirilere de yanıt verdi.
“Yıllık 100 bin konut üretme kapasitemiz vardı. Fakat TOKİ önceki projelerde kendi finansmanını da yaratmaya çalışıyordu. Şimdiyse işin içinde devlet ve doğrudan kullanılacak kaynak var. Emlak Konut ve Çevre Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü de sürecin içinde. Dolayısıyla söz verilen 391 bin konutu bir senede bitirebiliriz” dedi.
Peki ya önceden söz verip de zamanında teslim edilmeyen TOKİ konutları?
Bu soruma da “Sürmene bitmedi ama ihmal ve tembellikten değil. İmar planına itiraz ettiler mahkeme süreci uzadı. Mersin’de ise uygun yer bulmakta zorlandık. Toplamda böyle sadece 5 bine yakın konut var. Sebebi ihmal değil uzayan prosedürler” diye yanıt verdi.