Okuyucularımdan yazılı olarak aldığım bu ve benzer soruların yanında sokakta da bu soruyla karşılaşıyorum.
Okuyucularımın böyle iki sene ile geçiştirilir mi sorusunun nedeni de 12 Şubat tarihli köşemde yazdığım “Bu suçun cezası ne?” başlıklı yazımda yapılacak yargılamada suçun taksirli suç olarak kabulü halinde cezasının iki sene hapisten başlayacak olmasıdır.
Bir kişinin ölümü halinde ceza iki sene hapisten altı yıla kadar hapis, birden çok kişinin ölümü halinde iki seneden on beş seneye kadar hapistir.
Evet böyle büyük bir felakete neden olanlar için bu ceza yeterli görülmemiş, ancak o yazımda bir husus daha vardı.
Şayet yargılama sonucu suçun taksirli suç değil de olası kast olarak değerlendirilmesi halinde sanığa verilecek ceza müebbet hapis cezasına kadar gidebilir. Bunun değerlendirilmesi yargılama makamına ait olacaktır.
Peki bir husustan daha söz edeyim ki okuyucum beraat eden müteahhit görürse de yadırgamasın. O da şudur:
Kabul edelim ki binanın enkazından alınan örneklerin incelenmesinde beton kalitesi uygun çıktı, donatılar projesine uygun bulundu ama bina yıkıldı.
Yıkılma sebebinin kolonların kesilmesi olduğu anlaşıldı. Bu halde müteahhit beraat edecektir ki işte bunu yadırgamayalım, zira cezalandırılacak kişi suçu işleyen kişidir, suçsuz bulunan elbette beraat edecektir.
Ancak bu kadar büyük bir felaket içinde anlattığım bu son durum vardır ama çok yaygın olarak görüleceğini de sanmıyorum.