Olay'dan İhsan Aydın'ın Yazısı...
Arsa ve konut fiyatlarındaki tırmanış, artık sabit ve dar gelirli yurttaşların ev sahibi olma hayallerini büyük ölçüde suya düşürdü. Fiyatları 3 - 4 kat artan konutlara yaklaşma mümkün değil.
Yap-satçılardan 2 milyon liradan aşağı yeni konut bulabilmek de artık mucize.
Bu nedenle hükümetin bu soruna el atması kaçınılmaz görünüyordu.
Bu iş için de elinde hazır, deneyimli, profesyonel bir kamu kuruluşu olan TOKİ var. Bir milyonu aşan konut üretimiyle TOKİ bu konuda kendisini ispatladı.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet yürüten TOKİ bu iş için adeta biçilmiş bir kaftan.
Siyasi irade, 13 Eylül’de Türkiye’de başlatılacak yeni konut hamlesini kamuoyu ile paylaşacağını duyurdu. Yeni yuva kuracakların da öncelikli olacağı o hamlenin detayları merak ediliyor.
Hamlenin içeriği önemli.
Dağın fare doğurmaması gerekiyor.
Makul fiyatlar, maliyet ve küçük kâr marjı dışında bir rakam ortaya çıkmamalı. Devlet kendi kuruluşuna yeni farklı avantajlar sağlayarak yapacağı konutların maliyetini aşağı çekmeli.
Yoksa, büyük bir hayal kırıklığı olur.
Bir de, TOKİ’nin geri ödeme planları giderek mal sahiplerinin büyük bir külfet oluşturuyor.
TOKİ’den konut alanlar, borcun tamamını kapatarak 6 ayda bir artan maliyet farkından kurtulmak istiyorlar.
Bunda, toplu ödemede sunulan yüzde 20’lik fiyat düşüşü de etkili oluyor.
Bunun da göz önüne alındığında, yeni konutlar için kabul edilebilir, ödenebilir rakamların belirlenmesi gerekiyor. Hazine arazileri değerlendirilerek vatandaşa arsa maliyeti düşük konutlar üretilmeli.
TOKİ’nin hızlı bitirme formülü ile Türkiye’de bu işin başarılabileceğini düşünüyoruz. Belki çok lüks olmaz ama vatandaşın barınma sorunu çözülür.
Yurttaştan gelen bütün konut taleplerin karşılanacağı bir model üzerinde durulmalı. Bunun yap-sat fiyatlarını aşağı çekici etkisi olur mu?
Orası zor gibi.
Sabit gelirlilerin zaten o konutlara talip olmaları mümkün görünmüyor.
Yine de hükümetin dar, sabit gelirliler, yeni evlenecekler ve emekliler öncelikli konut ihtiyacını dikkate alıp harekete geçmesini önemsiyoruz.
Sosyal devlet olmak bunu zorunlu kılıyor.
Devlet, vatandaşını yap-satçıların daha fazla kazanç hırsına karşı koruyabilmeli.