Konut piyasasında ucuzluk bekleyenleri yine hayal kırıklığına uğratan rakamlar geliyor.
Merkez Bankası’nın açıkladığı eylül ayına ait fiyat gelişim verileri, konut sektöründe fiyatların dolu dizgin artmaya devam ettiğini teyit etti.
Aylık bazda yüzde 4,9 yükselen ortalama konut fiyatları Türkiye genelinde son bir yılda ise yüzde 189,2 oranında artış gösterdi.
Yani konutun fiyatı bir yıl içinde 3 katına çıkmış oldu!
Dolayısıyla bir yıl önce bir milyon liraya alınabilen bir komutun 3 milyon değerine yükseldiğini görüyoruz bu veri setlerine göre.
Oysa ki son aylarda satışlarında bir azalma trendi var. Bu nedenle fiyatlarda belli bir hız azalması hatta gerileme olması beklenti anlamında bazı kesimlerce dile getiriliyordu.
Ancak görüldüğü üzere henüz öyle bir frene dair iz mevcut değil konut piyasasındaki fiyat hareketlerinde!
Tam aksine tüketici fiyatı endeksini katlayan artış oranları gündemde. Tüfe’nin 2,5 katı yıllık bazda artış söz konusu.
Aylık bazlık yükselişse eylül itibarıyla manşet enflasyon rakamına oranla çok yukarıda bir seviyeye işaret ediyor.
Peki neden?
Maliyetlerdeki geçişkenlik hala devam ediyor ve bu tablonun kısa sürede gündem dışı kalması beklenmemeli.
Ortaya çıkan manzara birikmiş maliyetlerin belirgin bir zaman dilimi içerisinde fiyatlara yansımaya devam edeceği yönünde!
Dolayısıyla konut piyasasında balon oluşumuna dair öngörülerin kısa vadede hiçbir karşılığının olmadığı ortada.
TOKİ’nin sosyal konut yapımı nedeniyle fiyat artışlarına bir nebze de olsa fren yaptıracağına dönük siyasilerin öne sürdüğü görüşlerin de net biçimde karşılığının olmadığını görüyoruz mevcut tablo ve gidişat adına.
Çünkü mesele talebin yavaşlaması ya da azalmasıyla birebir şu an fazla ilgili değil.
Mesele daha ziyade arzın son yılların en alt seviyelerine doğru ilerliyor olması.
Piyasadaki belirsizlikler ve yüksek maliyet artışları özellikle yapı ruhsatlarına da yansıdığı üzere konut arzını iyice yavaşlatmış durumda!
Yeni projeler konusunda sektörün “bekle ve gör” pozisyonunu aldığını söylemek yanlış olmaz. Kısacası arz tarafında talebe paralel gidecek bir manzara yok.
Sosyal konut çalışmalarının da mevcut özel sektörün sunduğu arzı destekleyecek özelliği sayısal olarak yok.
Çünkü yıllık talebin altında rakamları hedef olarak ilan etmiş durumda TOKİ.
Denkleme kısaca baktığımızda talepte aşırı bir gerileme yok. Buna karşın arz normal seyrin altına doğru ilerliyor!
Maliyetlerdeki artış trendi de durulmuş değil. Hala geçmiş dönem maliyetlerinin yansıtılamadığını söylüyor inşaat sektörü temsilcileri.
Ve yılbaşında yine istihdamda yüksek artışların olacağı kesin. Dolayısıyla 2023’ün konut projeksiyonuna baktığımızda fiyatları durduracak veya geriletecek bir opsiyonun pek mevcut olmadığını görüyoruz!
Özellikle de seçim yılı nedeniyle kredi musluklarının açılacak olması; konut piyasasına talebi de canlandıracağı için fiyatları yukarı yönlü itecek bir başka unsur haline gelecek.
Kısacası hangi taraftan bakarsanız bakın konut fiyatlarının mevcut seviyelerde kalması mümkün değil.
Sözün özü; karar aşamasında iseniz fiyatlarda düşüş beklentisi negatif getiri anlamına gelebilir!