Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre Bakan Kurum, Esenler Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında tamamlanan 1'inci etabın teslim töreni öncesi medya kurumlarının yayın yönetmenleri ve haber müdürleriyle bir araya geldi.
Türkiye'deki yapı stoku hakkında bilgi veren Kurum, "Tüm Türkiye'de 6,8 milyon riskli konut söz konusu. Bunların 1,5 milyonunun acilen dönüşmesi gerekiyor yani yaklaşık yüzde 25-30'u.
İstanbul ölçeğinde ise 1,3 milyondan 230 bin acilen dönüşmesi gereken konut var. Bugüne kadar hem yapı denetim sistemiyle hem kentsel dönüşümle hem sosyal konut uygulamalarımızla 3 milyon konutun dönüşümünü sağladık.
Bunun dışında da 2000 yılında 99 depremi sonrasındaki yapı denetim sistemi, yine yapmış olduğumuz kentsel dönüşümle ilgili düzenlemelerle birlikte ülkemizdeki yapı stokunun yaklaşık yüzde 65'ini güvenli hale getirdik. Yani yapı denetim sistemi de bu manada bir tedbirdir ve bu tedbir çerçevesinde yeni inşaatlar, bu çerçevede yapılmaktadır." diye konuştu.
Kurum, İzmir, Elazığ ve Malatya'da yine geçmiş yıllarda yaşanan depremlerde, 99 öncesi yapıların riskli olduğunu gördüklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her yapı riskli midir? Değildir ama 99 öncesi yapılmış tüm yapılara ilişkin vatandaşlarımızın binalarını kontrol ettirmelerinde fayda var. Yani vatandaşlarımız Çevre Şehircilik il müdürlüklerine, belediyelerimize gittiğinde riskli bina tespitini yaptırabilirler ve bu çerçevede de belediyelerle birlikte dönüşüm sürecine girebilirler, biz de Bakanlık olarak her türlü desteği verebiliriz.
2035 yılına bir hedef koyduk. Biz her yıl, 300 bin o acil öncelikli dönüşmesi gereken konutları, önümüzdeki 5 yıllık süreçte, akabinde de o 6,8 milyon konuta ilişkin dönüşümü, TOKİ'yle 1 milyon 170 bin 20 yılda konut yaptık, inşallah önümüzdeki 20 yılda da bu rakamın çok daha yukarısına çıkarak bir kere bir sosyal konut hamlemizi sürdüreceğiz. Bu ülkede evi olmayan tek bir vatandaşımız, dar gelirli vatandaşımız kalmayana dek; Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi bu yöndedir, biz bu çalışmalarımızı yürüteceğiz.
Kentsel dönüşüme gelen her projeye, emin olun o kadar sıcak o kadar olumlu yaklaşıyoruz ki bu dönüşüm sürecini de her geçen gün üstüne koyarak yapmaya devam edeceğiz. Ve inşallah 2035 yılına geldiğimizde de açıkçası milletimiz, vatandaşımız da bu noktada yapanla yapmayanı, yapamayanı ayırt edecektir. Ve bu bakış açısıyla biz de 2035 yılına kadar bütün Türkiye'de bu dönüşümün başlamasını istiyoruz."