Kiracılar Dayanışması Platformu adına konuşan Cengiz Kul, özelikle son dönemlerde ev sahibi-kiracı arasında yaşanan sorunların artarak büyüdüğünü belirterek, "Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda ev sahibi 1500 lira olan kira bedelini birdenbire 12 bin liraya çıkartarak kiracısını evden atmak istedi. Üstelik kiracının eşinin komada, yoğun bakımda olduğunu bile bile kapı dışarı sokağa atmak istedi. Yetkilileri acilen göreve davet ediyoruz. Bu ülkenin öz evlatları olarak barınma hakkımızın gasp edildiği bir ortamda yaşamak istemiyoruz" dedi.
Kiracıların çocukları ve eşleri ile birlikte psikolojik travma yaşar hale geldiklerinin altını çizen ve yasal düzenleme getirilmesi talebinde bulunan Kul, şöyle dedi:
"En temel hakkımızı bile sağlayamayan bir yönetimi istemiyoruz. Yasalardaki boşluklar kullanılarak Antalya ilimiz başta olmak üzere tüm Türkiye geneline yayılan usulsüzlük ve haksızlıkla karşı karşıyayız. Biz kiracılar olarak kimsenin malına çökmek veya zarar vermek derdinde değiliz.
Kendi maaşımızla barınma, gıda, eğitim, sağlık, sosyal ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz gelir adaleti istiyoruz. Dünyada hiçbir ülkede böyle bir uygulamaya rastlanmamaktadır. Maaşlarımızı aşan bir kira politikasına sessiz kalmamız beklenemez, beklenmemelidir de.
Bu hem insanlığa, hem vicdana, hem de hayatın olağan akışına aykırıdır. Bunu sağlayabileceğini düşünen kim varsa halka sözünü versin istiyoruz. Aksi takdirde Kiracılar Dayanışması Platformu ve temsil ettiği tüm mağdur kiracılardan kimse oy beklemesin."
'Türk halkı ev kiralayamaz hale geldi'
Bazı ev sahiplerinin dolar ve euro baz alınarak kira tutarları belirlemeye başladığını söyleyen Kul, "Kontrolsüz göç bu dramda en baş sebeplerden biridir. Görüyoruz ki bazı vatandaşlar artık dolar ve euro baz alınarak imkanlarımızı çok aşan bir kira tutarı istemeye başlamışlardır.
Bunda en önemli faktör serbest piyasa gösterilerek, maalesef yabancı kiracı bulma çabası içine giren emlakçılar ve ev sahipleridir. Zengin yabancıların dolarlarıyla mücadele edemeyen Türk halkı ev kiralayamaz hale geldi.
Emekli, asgari ücretli, memur, öğrenci zor durumda. Bizler çocuklarımıza istediklerini artık hiç bir şekilde alamamaktayız. Çünkü maaşımızın tamamı kirayı anca karşılıyor. İkinci hatta üçüncü işlerde çalışmak zorunda bırakıldık.
Muhatap bulamıyoruz. Fakat bunu kontrol etmek değerli devlet büyüklerimizin görevi ve sorumluluğudur. Ancak görüyoruz ki seçim koşuşturmaları arasında bize kulak kabartmıyorlar" dedi.
'Ev sahipleri ve kiracılar karşı karşıya'
Fahiş kiralar nedeniyle ev sahipleri ve kiracıların karşı karşıya geldiğini belirten Şerife Yavuz ise, "Öncelik yabancılara konut ve toprak satışı durdurulmalı önüne gelene vatandaşlık verilmemeli. İnşaat odaklı ekonomi politikası yerine bilim, teknoloji, üretim odaklı ekonomi politikası benimsenmeli.
Gayrimenkulün zenginleşme aracı olarak kullanımının engellenmesi için barınma ihtiyacı dışında fazla alınan konutlardan ve iş yerlerinden, yine boş olarak tutulan konut ve çatılı iş yerlerinden katlanarak vergi alınmalı, acil olarak belediyelerde konut kira ve satış tespit komisyonu kurulup evler sınıflandırılarak tavan fiyat uygulamasına geçilmelidir.
Sözleşmeler e-devlet üzerinden yapılmalı, tahliye taahhüdü dayatması ortadan kaldırılmalı. Emlakçılık sektörü düzenlenmeli al-satçılar piyasadan temizlenmelidir. Antalya artık göç kabul edecek durumda değil, arabulucu yüzde 25 sınır gibi yara bandı niteliğinde değil gerçek kalıcı çözüm istiyoruz" dedi.
Bir başka mağdur kiracı Burcu Özer ise, kiracıların bir ay çalışarak kazandıkları maaş ile ev kiralarını ancak ödeyebildiğini belirterek, "Bunun en büyük sebebi enflasyon ile birlikte yanlış izlenen göç politikasıdır" diye konuştu.