6 şubatta Kahramanmaraş merkezli olarak gerçekleşen ve etkilediği 11 ilde 50 binden fazla can kaybına ve büyük bir yıkıma yol açan depremlerin ardından Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çalışmaları kapsamında uzmanların, bilim insanlarının ve akademisyenlerin katılımıyla oluşturulan kurul, önceki gün İstanbul Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde toplandı.
Toplantıda, deprem bölgesinde kurul üyelerinin yaptığı saha incelemeleri dinlenerek, yapılacak çalışmalar ve olası İstanbul depremine karşı alınacak tedbirler ele alındı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, toplantıda yaptığı konuşmasında, “Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli çalışmaları ülkemizi ve İstanbul’umuzu olası bir deprem karşısında daha güçlü hale getirecek” dedi. Bakan Kurum, Türkiye Bina Envanteri çalışması, binalara periyodik muayene, yetkin mühendislik, zorunlu zemin denetimi gibi yeni düzenlemelerin yapılacağını paylaştı.
‘Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli’ ile inşaat sektöründe planlanan köklü değişiklikler hakkında bilgiler veren Kurum, şunları söyledi:
“Afet riski yüksek bölgelerde geçici barınma alanlarına dair altyapı kurulacak. 81 ilde Erken Uyarı Gözlem İstasyonları kurulacak.
Tüm millet bahçeleri afet toplanma alanı ve geçici barınma bölgesi konseptlerine uygun hale getirilecek. Ortaöğretim, lisans ve lisansüstü eğitim statülerinde ‘Afet Bilgisi Dersleri’ yaygınlaştırılacak. Afet anında kesintisiz İletişim için tüm sabit ve mobil baz istasyonları için verimlilik çalışması yapılacak.
Türkiye’deki diri fay haritası ve diğer afet türlerine dair risk haritalarının güncellemeleri biliminsanlarıyla tamamlanacak. Mikrobölgeleme etütleri tüm inşa faaliyetlerine yayılacak. Dere yataklarının yapılaşmaya açılmaması konusunda gerekli tüm yaptırımlar uygulanacak.
Riskli bölgelerde imara kapatılacak yerler belirlenecek, kat yükseklikleri sınırlandırılacak. Radye temel kullanımı gerekirse zorunlu hale gelecek. Binlerce mimar, mühendis ve şehir plancısı istihdam edilecek. Dere yataklarında veya heyelan ve taşkın riski bulunan yerlerdeki binaların tespitleri tamamlanarak, uygun alanlar için kamulaştırma ve taşıma planlamaları hızlandırılacak.
Ani oluşan taşkınların denize iletilmesini sağlayan su hatları ve tünelleri ülke sathında yaygınlaştırılacak. Türkiye’deki tüm binalar araçlar gibi periyodik muayenelere tabi olacak.
Düzenli olarak denetim yapılacak. Projeye dair herhangi bir kusur, değişiklik var mı, yok mu, düzenli olarak incelenmesi de sağlanacak. Hastane, okul, sağlık ocağı, kaymakamlık binaları gibi vatandaşlara hizmet veren kamu binaları riskli bölgelerden kaldırılacak.
Uygulamalar şehrin var olan kültürüne, sanatına, doğal ve tarihi dokusuna, sosyolojisine, demografik yapısına uygun tasarlanacak. Tüm kamu binalarının ve vatandaşların toplu halde bulunduğu alanların afetlere karşı dayanıklılık testleri tamamlanacak.
Özel ve nitelikli yapılarda; çok katlı ve özel mimari yapılar, otel ve AVM’ler 20 kat üstü yapılar, termik santraller, büyük barajlar için ‘Yapı İzleme Sistemleri’ kurulacak. Türkiye Bina Envanteri hazırlanacak. Bu binaların risk durumlarının tespiti tamamlanacak. Afet sonrasında oluşan zarar ve hasar tespitine dair dijital veri havuzu oluşturulacak; devletin tüm birimleri ile entegrasyonu sağlanacak.
Binalara yaklaşacak ve içinde gezebilecek kabiliyette insansız hava ve kara araçları geliştirilecek. Tüm inşa süreçlerinde; çerçeveli perdeli ve panel sistemleri, hafif beton ve çelik lif katkılı betonlar, kauçuk ve çelik sismik izolatör uygulamaları yaygınlaştırılacak.
Yapı Sağlığı İzleme Sistemleri hayata geçirilecek. Güneş enerjisi kullanan, kendi suyunu tutan, biriktiren ve biriken suyu peyzaj alanlarında kullanan yeşil bina modeli yaygınlaştırılacak. Yapılaşmada enerji verimli, iklim duyarlı, sıfır atık uyumlu ve ekolojik özellikli malzemelerin kullanımı yaygınlaştırılacak. Kentsel dönüşümde riskli yapı stokunun miktarına göre yeni bir program oluşturacak, her şehre özel ayrı bir finansman modeli geliştirilecek.
Afet merkezli yeni bir finansal yapılanma ve yeni teşvik sistemleri hayata geçirilecek. Yapılacak tüm çalışmalarda; mesleki mesuliyet sigortası ve yetkin mühendislik uygulamaları zorunlu hale getirilerek; yapı denetime ek olarak zemin denetim uygulamaları mevzuata bağlanacak. TÜBİTAK ile birlikte ‘Güvenli Türkiye Ar-Ge Enstitüleri’ kurulacak.”