Cumhuriyet Gazetesi'nden Şehriban Kıraç'ın haberine göre, Isı yalıtımı sayesinde ısıtma ve soğutma için harcanan enerjiden yaklaşık yüzde 60 oranında tasarruf edilebilir.

Hava sıcaklığının eksi derecelerden artı derecelere hızlıca çıktığı bir günde, ısı yalıtımsız evde tüketilen enerji, ısı yalıtımlı evde tüketilen enerjiye göre iki kat daha fazla. Yalıtım aynı zamanda sağlık açısından da önemi.

Isı yalıtım sektörünün önde gelen markası Dalmaçyalı, “Isı Yalıtımının İnsan Sağlığına Etkisi”ni araştırdı. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, biri Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemi ile yalıtılmış diğeri ısı yalıtım yapılmamış iki örnek evdeki termal konforu karşılaştırdı.

Doğrulanmış İlan Tazminat Hakkı'nda Delil Olacak Doğrulanmış İlan Tazminat Hakkı'nda Delil Olacak

Marmara Üniversitesi (MÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Karadağ ise ısı yalıtımlı ve ısı yalıtımsız hanelerde küf oluşumu ile hava kalitesine bağlı hastalıkların seyrini incelendi.

7.5 KAT FARK VAR

Isı yalıtımsız evde duvar yüzey sıcaklıkları arasındaki fark 6 santigrat dereceyi bulurken, ısı yalıtımlı evde bu fark 1 santigratdereceyi bile ulaşmıyor. Yaklaşık olarak 7.5 katlık bir farktan bahsediyoruz.

Isı yalıtımsız evin iç ortam hava sıcaklığı değişimi ısı yalıtımlı eve göre 8 kat.

Isıtma yapılmayan aynı süre içerisinde ısı yalıtımlı ev 4 santigrat derece ısı kaybı yaşarken, ısı yalıtımsız ev 9 santigrat derece ısı kaybı yaşıyor. Isı yalıtımsız ev, ısı yalıtımlı eve göre 2.3 kat hızla soğuyor.

KÜFÜ ENGELLİYOR

Bir evin içerisinde küf oluşması için duvar iç sıcaklıklarının oda havasının çiy noktası sıcaklığının üzerinde olması gerekir. Hiçbir ısıtma yapılmadığı koşullarda, ısı yalıtımsız binanın iç duvar yüzey sıcaklıklarındaki dalgalanmalar ısı yalıtımlı eve göre iki kat daha fazla. Isı değişiminin yalıtımlı evde belirgin derecede azalmış olması küf oluşumunu engelliyor.

Bina yaşı ilerledikçe termal konforsuzluktan ötürü, küflenme sorunları ve oranı artmaktadır. 25 yılın üzerindeki binaların yüzde 35’inde küf oluşumu söz konusu. 

Küflü evlerde koronavirüse yakalanma oranı yüzde 32 olarak bildirilirken, küfün olmadığı evlerde bu oran yüzde 21.

Küflü evde yaşayanlarda yüzde 50 oranında KOAH, Astım, Bronşit, Alerjik bronşit varken küfün olmadığı evlerde bu oran yüzde 22.

Alerjik astım veya alerjik nezle ise küflü evlerde yüzde 43 iken, küf sorunu olmayan evlerde yüzde 22.

Küf sorunu yaşanan evlerde yaşayanlarda akciğer ve üst solunum yolu enfeksiyonu daha  fazla. Son bir yılda bu evlerde yaşayanların yüzde 50’si akciğer enfeksiyonu geçirmiş. Yılda üç kereden fazla geçirenlerin oranı yüzde 77.

Enfeksiyon olmaksızın solunum güçlüğü ve hırıltı ile hastaneye başvurma oranı küflü evlerde yüzde 50, küf sorunu olmayan evde ise yüzde 23.

10 MİLYAR DOLAR TASARRUF MÜMKÜN

Ülke olarak enerjinin yaklaşık yüzde 70’ini ithal ettiğimizi belirten Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu, “İthal edilen enerjinin 24 milyar dolara yakın kısmı konut ve benzeri yapılarda tüketiliyor. Binalarımızın başta ısı yalıtımı olmak üzere enerji verimli olarak inşa edilmesi durumunda elde edilecek tasarruf yılda 10 milyar doları bulabilir” dedi.

Editör: Emlak Zirvesi